SON DAKİKA

Ehliyet Sınav Soruları – Haber – Alım Duyuruları

Trafik Adabı Ders Notu – 4

Trafik Adabı Ders Notu – 4
Bu haber 18 Mayıs 2018 - 12:23 'de eklendi ve 2.779 kez görüntülendi.

Trafikte Öfke Yönetimi ve Güvenli Sürücülük

Psikologlara göre, öfkeli araç kullanmaya eğilimli olma ile saldırgan sürücülük davranışları birbirleriyle ilişkilidir. Diğer deyişle, öfkeli sürücülük özelliği yüksek olan kişiler, trafikte daha fazla öfkeli durumlar yaşama deneyimine sahiptirler.

Trafikte yaşanan öfke duygusu, güvenli sürücülük yeteneklerini olumsuz yönde etkilemekte, tehlikeli davranışlara ve kural ihlallerine yol açabilmektedir. Diğerlerine göre daha çabuk ve daha fazla öfkelenen sürücülerin direksiyon hâkimiyeti bozulur, dikkat dağılır, kural ihlalleri artar, sabırsızlık ve tahammülsüzlük artar ve sonuç olarak kazaya karışma olasılığı artar.

Trafik ortamı, doğası gereği engellemeleri dolu bir ortamdır. Çeşitli nedenlerle trafik tıkanır Kurallar gereği özellikle şehir içi trafiği dur-kalk şeklinde yürür. Her kırmızı ışık bir engellemedir. Dolayısıyla bir sürücü engellenme duygusu yaşadığında hissettiği öfkeyi yönet-meyi öğrenmek zorundadır. Güvenli sürücülük için altın kural sakin olmak ve sakin kalmaktır.

Araç kullanırken kendinizi öfkeli hissederseniz uyum sağlayıcı/yapıcı öfke ifadesi yöntemini kullanın. Örneğin, önünüzde yavaşlamanıza neden olan ya da aracını aniden önünüze kıran bir sürücü ya da bir durum oluştu. Engellendiğiniz ya da haksızlığa uğradığınızı düşündüğünüz için ister istemez kendinizi öfkeli hissetmeye başlayabilir-siniz. Böyle bir durumda aşağıda belirtilen ve sizin için en uygun olan düşüncelerden seçiniz ve o düşüncelere yoğunlaşmaya çalışınız:

ç. Beden Dili

Trafikte seyir halindeyken sürücünün yaptığı hata sebebi ile be-den dilini (el, kol hareketleri gibi) kullanarak, diğer sürücülerden özür dilemesi, trafikte ne gibi olumlu sonuçlar doğurabilmektedir.

Sözsüz olarak iki şekilde iletişim kurarsınız; beden hareketleriyle (yüz ifadeleri, el-kol hareketleri ve duruş) ve kişiler arası mesafe ile (diğer kişiyle aranıza koyduğunuz uzaklık). Beden dili sözlü iletişimden daha inandırıcıdır. Ayrıca beden dili önemlidir çünkü bir iletinin %7’si sözel iletişim (sözcükler), %38’si ses (yükseklik, ton, ritimvb.), %55’i beden hareketlerinden (çoğunlukla yüz ifadeleri) oluşmaktadır.

Sözel olmayan ipuçları; yüz ifadeleri (mutluluk, şaşkınlık, kızgınlık, üzüntü, korku, tiksinme), göz teması, fiziksel görünüm beden dilini kapsamaktadır. Sözsüz iletişim et-kilidir. Çünkü duyguları ifade eder, çift anlamlıdır, belirsizdir. Sözel olmayan ipuçları dendiğinde kişiler arası mesafe, beden dili ve yüz ifadelerinin yanı sıra jestler yani el hareketleri ile konuşma, mimikler, giyiniş tarzı ve söyleyiş tarzı da belirtilmektedir.

Trafik ortamında diğer yol kullanıcıları ile iletişim sırasında sürücü hem aracını hem de beden dilini kullanır. Korna çalmak, yakın takip araç kullanmak, aracını kullanarak yapılan iletişim biçimlerine verilebilecek örnekler iken, diğer sürücü ya da yayaya el-kol işaretleri ile çabuk geçmesini ifade etmek de beden dilini kullanmaya örnek olarak verilebilir.

Özellikle bir trafik kazasında diğer tarafla iletişim halindeyken kişinin beden diline dikkat etmesi önemlidir. Sözler olumlu olabilir ancak kişinin kullandığı beden dili kavgaya davet çıkarmamalı, sakinleştirici olmalıdır. Haklıya da haksız olma trafik zabıtasının karar vereceği bir durumdur. Ancak bir kaza durumunda taraflar, psikolojik olarak, savunma durumuna geçme ve diğerini suçlama eğilimi içindedirler. Bu ruh hali, beden diline yansır ve diğer taraf da aynı durumda olacağı için olumsuz olayların, kavgaların meydana gelmesi kaçınılmaz bir hal alabilir. Olayları daha da zor bir hale getirmemek için ve trafik güvenliğini gözetmek açısından kişinin diğer tarafa haklıya da haksız olmasından bağımsız olarak saygı duyduğunu, varlığını gördüğünü ve kabul ettiğini ifade eden beden dili ile yaklaşması trafik adabı açısından istenilen durumdur.

Unutmayınız! Size nasıl davranılmasını istiyorsanız

siz de karşınızdaki kişiye öyle davranmalısınız.

d.Konuşma Üslubu

Aşık Yunus’ unda da dediği gibi;

Söz ola kese savaşı

Söz ola kestire başı

Söz ola ağulu aşı

Yağ ile bal ide bir söz

Söylediğimiz yanlış bir söz geri döndürülemez öfke ve zararlara yol açabilir.

“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.”

Trafikte konuşma üslubumuzu yumuşatarak, karşımızdakine hitap et-mek bize ve trafiğin akışına nasıl bir fayda sağlamaktadır? (tartışınız.)

Kişinin konuşma üslubu bazen sözlerinden daha çok önem taşır. Iletişim sırasında mesajın ne olduğu kadar nasıl söylendiği de önemlidir. Başka bir deyişle, sözler olumlu olabilir ama söyleme tarzıolumsuz ise kişinin aklında sözler değil söyleyişbiçimi kalır ve ona göre karşılık verir. Konuşurken kişilerin yüzüne bakarak tebessüm etmek karşı-mızdakinin sert duruşunu yumuşatacaktır.

Sonuçolarak, beden dili ve konuşma üslubu kurallarıaçısından olumlu bir trafik adabısahibi olmak güvenli sürücülük açısından önem taşımaktadır.

Beden dili ve konuşma üslubu da dikkate alınarak, trafik adabıaçısından başarılı iletişim kurma becerilerinizi geliştiriniz. Bunun için aşağıda belirtilen hatalarıyapmayınız:

•  Susup, bir şey söylemediğimiz de, gerçekten söylemediğimize inanmak,

•  Tek bir olayın, birini anlamak için yeterli bir örnek olduğu,

•  Herkesin sizin görüşlerinizi ve duygularınızı paylaşması gerektiği,

•  İnsanların değişmediği,

•  insanlara atfettiğimiz özelliklere onların gerçekten sahip olduğu,

•  Mesajlarımızın diğerlerine tümüyle açık olduğu,

•  Söyleneni anlamamız gerekiyormuşgibi sosyal baskılar (bazen anlayamayabilirsiniz),

•  Karşınızdakinin kişiliğini sevmediğiniz için zihninizi ona kapatma,

•  Dinlerken aynızamanda değerlendirme eğiliminiz,

•  iletişimde çok erken yargılara / ön yargılara varma,

•  Atıflarınızıyaparken, kendinizi kayırma,

•  Gerçek veriler ile o verilere ilişkin kendi algılarınızıkarıştırmak,

•  “Önemsiz” saydığınız mesajlarıduymamak,.

e.  Trafik Denetim Görevlileri ile İletişim

Bir sürücü, trafikte çeşitli nedenlerle trafik zabıtası ile iletişim kurmak durumundadır. Trafik denetim görevlileri, ilgili yasal düzenlemeler kapsamında görevlerini yapmaktadırlar. Dolayısıyla bir sürücü herhangi bir durumda trafik zabıtası ile iletişim kurarken, bunu aklından çıkarmamalı ve trafik adabı açısından iletişim kurallarına özen göstermelidir.

iletişim, mesaj alışverişi, bilgi aktarımıdır. Etkili, başarılı iletişim demek başkalarını suçlamak yerine hakça savaşım vermektir. Etkili iletişim becerileri gelişmiş olan kişi et-kin şekilde dinlemeyi bilir, akıl okumak yerine karşısındaki kişinin ne demek istediğini gözden geçirir. Karşısındaki kişiye saygı duyar. Saygı duymak o kişinin varlığını kabul etmek anlamına geldiği için iletişimi başarılı hale getirir. Her insanın en önemli psikolojik ihtiyacı varlığını kabul ettirmektir. Empati düzeyinin yüksek olması da başarılı iletişim için en önemli koşulların başında gelmektedir.

Dolayısıyla sürücü, trafik denetim görevlileri ile başarılı bir iletişim kurabilmek, kendini ifade edebilmek için etkili iletişim becerileri konusunda bilgi sahibi olmalıdır.

4. TRAFİKTE HAK İHLALLERİ

a)  Birey Hakkı(Diğer Bireylere Verilen Zarar)

Sosyal hayatımızda kimseye zarar vermemeye ve kimsenin hakkını yememeye özen gösteririz. Bilerek ya da bilmeyerek hak yemekten çekinir ve buna göre yaşama-ya çalışırız. Trafik hayatımızın bir parçası olduğuna göre aynı hassasiyeti trafik içinde de göstermemiz gereklidir. Trafik kurallarının konulmasının başlıca sebeplerinden biri de kişilerin trafikteki haklarının belirlenmesidir. Hem trafik düzeninin bozulmaması için hem de trafikte başkalarının hakkını çiğnememek için trafik kurallarına muhakkak riayet edilmelidir. Trafik kurallarına uyulmadığı takdirde bir başkasının canına ya da malına zarar verebiliriz. Trafik kuralları sürücülerin can ve mal güvenliklerini sağlamak için konulmuştur. Bu kurallara uymamak kişi haklarını ihlal ettiği gibi hayatlarına da kastedebilir. “Kim bir canı öldürürse bütün insanları öldürmüş gibidir. Kim de onu yaşatırsa, bütün insanları yaşatmış gibi olur.”

Örnekler:

Birçok sürücü, hızlı araç kullandıklarında da araçlarını kontrol edebildiklerini düşünmektedir. Aynı zamanda kazaya sebebiyet vermeyecek kadar kendilerini usta şoför olarak görmektedirler (OECD, 2012). Ancak bu sürücüler trafikte tek başlarına olmadıklarını göz ardı etmektedir. Yaptıkları aşırı hız, diğer sürücülerin dikkatlerini dağıtıp, kaza yapmalarına sebep olabilir. Yine aşırı hız yapan sürücülerin, yola çıkan bir yayaya çarpma ve aşırı hızlı oldukları için o yayayı öldürme riskleri artar.

Örnek 2:

Arkasından siren çalarak gelen bir ambulansa yol vermeyen sürücü, o ambulansın içindeki kişinin hayatını kaybetmesine sebep olabilir.

Örnek 3:

Engelli kişiler için ayrılmışpark yerlerine, engeli olmadığıhalde park eden bir sürü-cü, oraya park etmek isteyen engelli bir sürücünün hakkınıgasp ederek, o sürücünün trafik içinde zor durumda kalmasına sebep olur.

Örnek 4:

Herhangi biraraçarızasıolmadığıhalde, örneğin marketten birşey almak için ara-cının dörtlülerini yakıp sağşeritte bırakan sürücüyolun bir şeridini diğer araçlara ka-patmışolur. Kimsenin kişisel çıkarlarıiçin yolun bir şeridini diğer sürücülere kapatmaya hakkıbulunmamaktadır.

b)Toplum Hakkı(Topluma Verilen Zarar)

Trafikte hatalı ve yanlış davranışlar kaza ile sonuçlanabilmektedir. Trafik kazası kişisel olarak can ve mal kaybına sebep olduğu gibi toplumsal zararları da çok büyüktür.

Bir kaza bir veya birçok kimsenin ölümüne neden olabilir. Bu ölümler ailelerin yıkımı-na, kaybolmasına sebep olabilir. Ailelerin yok olması ve dağılması sağlıklı bir toplumun bozulması demektir. Sağlıksız bir toplum, sağlıksız bir millet’ sağlıksız bir devlet demektir.

Trafik kazasıgeçiren kişiler, canlarına birzarargelmese bile psikolojik olarak zarar görürler. Kişilerin bu bozuk psikolojileri ailelerine ve topluma olumsuz yansır.

Psikolojik etkilerin verdiği güvensizlikler, bilhassa gençlerde sigaraya eğilim alkol ve uyuşturucu gibi aileyi sosyoekonomik açıdan sıkıntılara sürükleyecek olaylarıtetik-lemektedir. Yine psikolojik etkiler, bireyin yaşam kalitesini düşürmekte, içine kapanık bir benlik ortaya çıkararak çevresiyle ilişkilerini azaltmaktadır.

(Videolaria desteklenecek ÖRN: Trafik kazasıgeçirmişbir üniversite öğrencisinin, kaza son-rasıyaşadığıpsikolojik bunalımın okulda ve aile ortamında yansımalarınıgösteren bir video)

Ekonomik olarak dezavantajlıkonumda olan dar gelirli aileler hem tıbbi gereksinim-lerin maliyetleri hem de bu yaralanma veya ölüm neticesinde düşen gelirleri nedeniyle en büyük mağduriyeti yaşamaktadırlar.

Ölüm halinde ise kişinin bakmakla yükümlü olduğu bireylerin geçim sıkıntısı baş gösterebilmekte ve bu durum da bir ailenin dağılmasına veya kaybolmasına dahi gidebilmektedir.

c) Kamu Hakkı(Devlete verilen Zarar)

Trafik kazalarındaki ekonomik zararlardan Ülkemiz nasıl etkilenmektedir?

2014 yılında trafik kazalanndaki ekonomik kayıp 24 milyar TL. olup bu miktar yatırıma ayrılan payın yüzde ellisine yakındır. Biryılda yatırıma ayrılan pay yaklaşık 50 milyar TL. olduğu düşünülürse trafik kazalarında kaybedilen ekonomik kayıpla neler yapılabilir? tartışınız.

Trafik kazası sonucu meydana gelen maddi hasarlar, yetişmiş insan gücü kaybı ve yaralananlara yapılan sosyal güvenlik harcamaları ülke ekonomisine büyük zarar vermektedir.

Trafik kazasının topluma verdiği zararlar bununla da bitmemektedir. Karayollarının zamanından önce yıpranması, açılan çok sayıda dava ile yargı sisteminin iş yükünün artması, engelli nüfusunun artması, üretim ve refah kayıpları, uzun vadede kalkınmaya olumsuz etki, ülke imajının zedelenmesi, topluma verdiği zararların başlıcaları olarak sayılabilir.

ç)Yaşam Hakkı ?

Öğretide yaşama hakkı; önce insanın fiziksel-biyolojik varlığının arızasız olarak sürdürebilmesi için gerekli olan bir sağlık ve bütünlük içinde doğması, sonra insanın varlığının moral-kültürel gelişim olanaklarına sahip olarak sürdürülebilmesidir. Son olarak, bu suretle, fiziksel-biyolojik-psikolojik-moral-kültürel bütünlüğünü kazanmış insan varlığının aynı zamanda bir hukuksal bir kişi olarak toplum yararına dahi olsa, doğal sınırlamalar dışında yok edilmemesi olarak tanımlanmıştır (Öztürk, 2014). Sürücülerin başkalarının yaşama haklarını tehlikeye atacak davranışlardan uzak durmaları gerektiği gibi kendi yaşama hakkını da tehlikeye atacak davranış içinde bulunmaması gerekir. “Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayınız.” ölçüsü akıldan çıkarılmaması gereken bir düsturdur.

Yaşama hakkı, en temel haktır. Diğer tüm hakların kullanımı ve varlığı bu hakka bağlıdır. Bu yönüyle yaşama hakkı mutlak bir haktır.

Kişi maddi ve manevi olarak birçok zorluk ve fedakarlıklarla yetişkin hale gelmektedir. Kişinin yetişkin hale gelmesinde birçok kişinin emeği vardır. Bu sebeple sürücülerin trafik içinde yanlış ve tehlikeli hareketler yaparak kendilerine zarar verme riskini göze almaya hakları yoktur.

YAŞA VE YAŞAMASINA İZİN VER

d) Çevre Hakkı(Çevre ve Doğaya Verilen Zarar)

Günümüzde çevre sorunları son yıllarda giderek artış göstermektedir. Bu sorunların sonucunda, mevsimler değişmekte, buzullar erimekte, soluduğumuz hava zehirle yüklenmekte, kulaklarımız, gözlerimiz ve beynimiz; gürültü beton ve metal kirliliği ile dolmaktadır. Karayolu ulaşım sistemlerinin çevreye ve insana verdikleri zararlar farklı boyutlarda ve farklı özellikler dedir. Çevreye en zararlı karayolu ulaşım sistemi ise özel araçtır. Enerji tüketimi, atık maddesi ve gürültü kirliliği en fazla, kapasitesi ise en düşük ulaşım sistemi özel araçtır. Bu nedenle özellikle kent içinde zorunlu olmadıkça özel araç yerine alternatif ulaşım türleri (toplu taşım, bisiklet, yaya) kullanılmalıdır.

Karayolu trafik kazalarının kişiye, topluma ve kamuya verdiği zararların yanında çevreye de büyük zararları bulunmaktadır. Bu zararların başlıcaları aşağıda özetlenmiştir.

VOrta refüjlere ve yol kenarlarına dikilen ağaçlar zarar görmektedir.

VBilhassa yakıt, kimyasal madde, tıbbi atık vs. yüklü araçların yaptığı kazalar ne-ticesinde çevre büyük ekolojik zarar görmektedir.

VTrafo, elektrik direğine çarpma gibi durumlarda kesintiler yaşanmaktadır.

VKöprü, tünel gibi noktalarda yaşanan kazalarda ulaşım aksamaktadır.

5. TRAFİKTE DİĞERLERİNİN SÜRÜCÜDAVRANIŞLARINA ETKİSİ

insan toplum içinde yaşayan sosyal bir varlıktır. Kişinin günlük hayatında yapmış olduğu birçok rutin aktivite de de davranış şeklini sosyal çevresi şekillendirir.

Yüzmek, bisiklete binmek gibi araçkullanmak da sensori-motor bellek ile yapılan bir davranıştır. Sürücüler trafikte toplu olarak araçkullandıklarından toplumsal belleğin de etkisi altındadırlar.

insan zihni ile bedeni arasında uyuma dayanan bir ilişki vardır. Koşarken bedenin hızı arttığından zihnin uyarılma tonusu ile uyanıklık ve çalışma hızı da artmaktadır. Oysaki araç kullanırken, yani aslında beden sabitken zihnin otomobil hızında sürekli çalışması istenmektedir. Hız arttığında bilgi alış hızı da artacağından, daha kısa zamanda aynı görsel bilginin alınması gerekli olup, yorumlama, karar verme, uygulama ve tepki hızları da artmak zorundadır. insanın araç ile hızlı yaşantısında, zihnin varlığını sürdürebilmek ve bedeni korumak zorunda kaldığından, doğasına karşı gelen bu dengesizliğe uyum gösterecek olan beynin çalışmasını otomatik duruma kaydırır. (Girgin, V, Kocabıyık, A., 2002)

Ortamda, sizi izleyen kişinin varlığı ya da yokluğu farklı davranmanıza neden olur. Bununla ilgili en eski deneyi Triplett, 1897 yılında yapmıştır. Araştırmacı, bir yarışma da bisiklet yarışçılarının, başkaları tarafından izlediklerin de hızlarını arttırdıklarını bulmuştur. Psikoloji biliminde bu olaya “sosyal kolaylaştırma” denmektedir. Başkalarının etkisi ile davranışlarımız yalnız olduğumuzdan daha farklı olabilir. Yalnızken emniyet kemeri takan bir genç sürücü, yanında yaşıtı olduğunda onun olumsuz etkisiyle emniyet kemerini takmayabilir.

Trafik içinde tüm kurallara uyarak araçsüren birsürücübile, trafikteki diğer araçlara farkında olmayarak ya da farkında olmasına rağmen dirençgösteremeyerek, uyum sağlayıp kural ihlali yapabilir.

Lütfen dikkat! Başkalarının sizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin.

Her zaman güvenliği dikkate alarak trafik kurallarına uyun.

Ornek 1:

Akan bir trafik içindeki sürücü, önündeki ve arkasındaki araçlar yasal hız sınırının üstünde gidiyorsa, kendini o akışa kaptırıp, yasal hız sınırının üstüne çıkabilir. Bu çoğunlukla farkında olmadan yapılan bir kural ihlalidir. Bazı durumlarda ise sürücü, yasal hız sınırının üstünde seyir ettiğinin farkındadır. Ancak yavaşladığı takdirde arkasındaki araçların korna ve selektörle tepki vereceğini bildiğinden bu tepkiyi göze alamaz ve hızını düşüremez.

Örnek 2:

Normal hayatında emniyet kemerinin olası bir kazada hayat kurtardığını bilen ve bu bilinçle emniyet kemerini takan bir kişi, yanında yolculuk ettiği kişinin etkisi ile emniyet kemerini takmayabilir. Lütfen dikkat, trafikte diğer kişilerin sizi olumsuz etkilemesine izin vermeyin.

KAYNAK:MEB

Ders Notları İçin: TIKLAYIN

Çıkmış Ehliyet Sınav Soruları İçin Mobil Uygulama: İNDİRMEK İÇİN TIKLAYIN

Online Deneme ve Çıkmış Soruları Çözmek İstiyorsanız TIKLAYIN

EHLİYET SINAVINA HAZIRLANAN ADAYLARIN DİKKATİNE

Ehliyet Sınavları İçin Hazırlanmış En Kapsamlı ÜCRETSİZ Mobil Uygulama Burada
  • Çıkmış Sorular ve Cevapları
  • Ders Notları - Konulara Ait Testler
  • Denemeler
  • Trafik İşaretleri
  • Araç Gösterge İşaretleri
  • Ehliyet Sınıfları
  • Hız Limitleri
  • Plakalar
  • Ehliyet Haberleri - Son Dakika Haberleri
ÜCRETSİZ UYGULAMAYI İNDİRMEK İÇİN LOGOYA TIKLAYIN   
Etiketler :
HABER HAKKINDA GÖRÜŞ BELİRT

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.
POPÜLER FOTO GALERİLER
SON DAKİKA HABERLERİ
İLGİLİ HABERLER